23 Eylül 2014 Salı

Ben Melamet Hırkasını


Melanet mi, melamet mi?

Nesimi'nin  "Ben melamet hırkasını kendim geydim eynime" sözleriyle başlayan ve Haydar Haydar olarak bilinen ölümsüz eserinde geçen "melamet", kimi kaynaklarda ve yorumlarda "melanet" olarak kullanılır.
Doğrusu hangisi? Melanet mi melamet mi?

Melanet; melunluk, büyük kötülük, lanetlenecek davranış demektir. 
Melamet ise; kınama, ayıplama, azarlama anlamındadır.

Şimdi dizede yerine koyalım ve bakalım.
Ben melamet (kınama, ayıplama) hırkasını kendim geydim eynime
Ar-ı namus şişesini taşa çaldım kime ne?

Ben melanet (kötülük, mel'unluk) hırkasını kendim geydim eynime
Ar-ı namus şişesini taşa çaldım kime ne?

Melamet olarak söylendiğinde hiç kuşku yok ki bir anlam ifade ediyor ve derinlik kazanıyor. Kınanmayı ayıplanmayı göze aldım, ar ve namusu taşa çaldımsa kime ne diyor. 

Ama bundan öte, islamda melamilik diye bir bir tarikat yer almaktadır. Melamiler, hiçliği kabul etmiş, allahın yüceliği karşısında bir hiç olduklarına inanmışlardır. Üzerlerine giydikleri hırkaya da melamet hırkası denirdi.

Sonuç:
Eserin doğrusu, Ben melamet hırkasını şeklindedir.



25 Ağustos 2014 Pazartesi

Söğüt'ün Erenleri


Söğüt'ün Erenleri

Osmanlı İmparatorluğu'nun 2. padişahı Orhan, Yarhisar tekfurunun kızı Holofira'ya sevdalıdır. Holofira Bilecik tekfurunun oğlu ile nişanlıdır.
Kimi kaynaklara göre Orhan, Yarhisar'a baskın yapıp kızı kaçırır ve evlenir. O kız, Murat Hüdavendigar'ın annesi Nilüfer hatundur.
Bazı tarihçilere göreyse, Osman bey nişana davet edilir. Ancak bu bir tuzaktır. OsmanBey'i orada öldüreceklerdir. Bunu öğrenen Osman bey Yarhisar'a saldırır ve Nilüfer'i kaçırır oğluyla evlendirir.
İşte eşsiz melodik yapısıyla dinlemeye hiç doyamadığımız Söğüdün Erenleri türküsü bunun üzerine halk tarafından yakılır..

Söğüt'ün karşısına
Gün doğar çarşına
Ah insan hile yapar mı
Kapı bir komşusuna..

Bu olay 1300'lerin hemen başında gerçekleşmiş. 700 yıl önce.  Türküleri 50-60 yıllık sananlar için bir belge niteliği var.
Yıllar önce gittiğim bir türkü barda, günün popüler beste türkülerini çalıp söyleyen kişiden çok da eski olmayan bir türkü istediğimde " Ooo bu çok eski türkü abi, nereden bileyim" demişti. Ben de "türkü eski olur, yüzyıllardan damıtılır, dilden dile geçer ve türkü olur, sen türkü okuma pop şarkıları söyle" demiştim.
Türküler bizim romanımızdır. Eskidikçe güzelleşir, güzelleştikçe yenilenir..

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Kaç Türkü Var?

Muzaffer Sarısözen, Anadolu topraklarında 40-50 bin türkü olduğunu tahmin ettiğini söyler. Bunların yaklaşık 10 bin kadarı kendisi zamanında derlenmiştir. Ancak TRT arşivinde bugün daha sonra derlenmiş türküler de dahil olmak üzere, notaya alınabilmiş türkü sayısı 4-5 bin civarında. 
Yani daha hiç bilmediğimiz, dinlemediğimiz 30-40 bin türkü derlenmek için Anadolu topraklarında; 
notaya alınmak için 6 bin kadar türkü de TRT arşivinde beklemektedir..

Burası Muştur mu? Huştur mu?


Yemen türküsü olarak bildiğimiz Havada Bulut Yok türküsünü kimi yorumcular Burası Muş'tur kimileri Huş'tur olarak okur.

Huş, Yemen'in başkenti Sana ile Taiz kentleri arasında kalan bir Türk kalesinin adı. 

Bu yüzden Yemen'e giden askerler için yakılmış bu türküde "Huş'tur" denmesi akla yatkın gelebilir. 

İTÜ TMDK öğretim üyesi Songül Karahasanoğlu bunun bir tahrifat (bozma, değiştirme) olduğunu söyleyerek sözlerden bakıldığında türkünün Anadolu'da yakıldığını söyleyebiliriz diyor..  

Yücel Paşmakçı ise konuya şu yorumu getirir:
"Birincisi, bu türkü Düriye Keskin isimli bir Türkten derlenmiş. İkincisi, Osmanlı ordularının Yemen'e yaptığı seferlerde ordunun toplanma yeri Muş'tur. 'Muş'un yolu yokuş değildir' derler. Ben gittim, gördüm ve Muş'a bir rampadan çıkılır. Yolu da yokuştur. Dördüncüsü de 'Burası Huş'tur, Yolu Yokuştur' olamaz. Çünkü 'Huş'ta bulunan biri 'Giden Gelmiyor' demez 'Gelen Gitmiyor' der. Doğrusu 'Burası Muş'tur'. Birileri çıktı, bunun 'Huş' olduğunu söyledi. Ben türküyü hep Muş olarak okudum."


Musa Eroğlu ise şunları söyledi:
"Türküde 'Burası Huş'tur, Giden Gelmiyor Acep Ne İştir' deniyor. Bu Yemen Türküsü ise adamlar savaşmaya Muş'a gitmemişlerdir. Askerler Yemen'e gitmiş. Türkü, Yemen türküsüdür. 'Yemen'e gelir mi sandın?' diye ağıt yakılıyor. Ben şimdiye kadar 'Huş' olarak okudum, okumaya da devam edeceğim"

Etnomüzikolog Melih Duygulu:
"Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikoloji Bölümü'nde Doğu Anadolu Türküleri ile ilgili bir yüksek lisans tezi yaptırıyorum. Henüz bir sonuca varmadık. İcracılar ne kadar müdahale ederse, konu o kadar açmaza girer. Biri bu belde 'Kuş'tur deseydi ne olacaktı. Bunu bilim adamları çözmeli."

'Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Türk Halk Müziği Korosu Şefi Mehmet Özbek:
"Söz konusu eser bir 'Muş Türküsü'dür. Ancak türküde adı geçen yer 'Muş' değil, 'Huş'tur. Muşlular 'Muş' olsun diye ısrar ediyor. Muş türküsü olması için de illa 'Muş'ta geçmesi gerekmez."


Bence de doğrusu Muş'tur olmalı. Giden gelmiyor acep ne iştir, sözleri beklenen bir yerden yakıldığına işaret ediyor. Burası da olsa olsa Muş'tur.

Bu arada türkünün bir Elazığ türküsü olduğu yönünde iddialar vardır.